“Analitik yazı nasıl yazılır?”

Nesibe Kırış
3 min readApr 12, 2021

--

Geçen hafta Bilkent Üniversitesi ECON400 Ekonomistler için Analitik Yazım dersi hocası Esen Çağlar ile yaptığımız Clubhouse’u kaçıranlar için programdan notları paylaşıyoruz.

Kendisi Princeton Üniversitesi “Politik Ekonomi” lisansının ardından Harvard Üniversitesi Kennedy Okulu’nda MPA eğitimi almıştır. İş hayatının ilk yıllarında Dünya Bankası’nda (World Bank). TEPAV’da yaklaşık 11 sene çalıştıktan sonra Politik Analiz Laboratuvarı’nı (PAL) kurmuş, hala buranın kurucu ortaklığını üstlenmektedir. Esen Çağlar, 15 senedir Bilkent Üniversitesi’nde Ekonomistler için Analitik Yazım dersini vermektedir.

Esen hocadan notlar:

Öncelikle Esen hoca, analitik yazmanın yetenekten çok öğrenme ve pratik işi olduğunu belirtti. Yazma pratiklerine öncelikle yurtdışında eğitim görürken ailesi ve arkadaşlarıyla arasındaki yazışmalar aracılığıyla başlamış. O dönemde video veya sesli arama seçenekleri çok dar olduğu için yaşadıklarını ve öğrendiği şeyleri ailesi ve arkadaşlarına e-posta aracılığıyla iletmesinin sade ve basit şekilde hayatını anlatmak için bir fırsat olduğunu söyledi.

Analitik yazı karmaşık bir meseleyi veya zor bir soruyu çözümlemek için yapılan bir düşünce sürecinin sonucudur. Kısaca aslında bir meseleyi uzun uzun anlatmaktansa onun manasını çözümlemek ve basit bir dille bunu aktarmak diyebiliriz. Bunun karşısında yaratıcı yazı var, bu benim alanım değil ve bunun üzerine konuşmayacağız bu yayında diyerek yayının sınırlarını belirledik.

Analitik yazının temelde bir kuralı var mıdır?

İyi bir analitik yazının üç unsuru olmalı ve bu halledildikten sonra gerisi tamamen pratik yapmaya kalıyor.

  1. İçerik (Ana fikir, kuvvetli bir mesaj, analitik biçimde alt mesajlara bölünmesi gerekiyor. “So what?” — yani, şimdi bu ne alaka? — denilmemesi gerekiyor. Tasvirin ötesinde, problemi çözmeye yönelik olmalı önce parçalarına ayırıp daha sonra birleştirmeli)
  2. Açıklık/berraklık (cümlelerin çok açık, kolay anlaşılabilir, az kelimeyle maksimum anlamı ifade etmek, edilgen değil etkin cümleler kurmak.)
  3. Akıcılık/bütüncüllük (mantık akmasını sağlıyor. Lineer bir şey yapıyoruz, düz mantısı kaybetmememiz gerekiyor.)

En basit yazıda bile onlarca karar vermemiz gerekiyor. 1)Benim iddialarım neler? 2) İddiaları nasıl kanıtlayabilirim? Bu kanıtları nereden bulabilirim. 3) Elimdeki iddiaları en iyi nasıl organize edebilirim? 4)Meseleye hangi açıdan yaklaşmalıyım? 5)Neler dipnota gitmeli, neler eke gitmeli, neler çöpe gitmeli? Böyle bir stratejik noktadan yaklaşmak gerekiyor.

Lise eğitiminde analitik yazı nasıl öğretilir? Eğitim müfredatına nasıl yerleştirilebilir?

  1. Çok okumak gerekiyor. Burada da sistem sizi ne kadar okutuyoru sorgulamak lazım.
  2. Çok yazmak gerekiyor. Bir şeyi iyi yapmak için, o işe 10.000 saat vermiş olmak gerekiyor. Üniversite eğitimimde bunu çok ciddi şekilde deneyimledim. Lise düzeyinde yalnızca edebiyat hocalarına bırakılmaması, sadece birkaç sınav yapmak yerine öğrencilerin sürekli yazarak öğrenmesini teşvik etmek lazım.
  3. Kural, ilke ve prensiplerin farkında olmak gerekiyor. Amerika’daki sistemde, yazım yazma derslerinin alınması zorunlu ve bunun dışında birçok derste makale zorunlu ve tez yazarak lisansı bitirmeniz gerekiyor.
  4. İyi yazı ve kötü yazı arasındaki farkı öğrencilerin gözlemleyebilmesi için iyi bir geri dönüş sisteminin oluşturulması gerekiyor.

Okuyucuyu bulmak

Ussal Şahbaz: “Orhan Pamuk’un bir Nobel konuşması var. Neden yazı yazıyorum diyerek bazı cevaplar veriyor kendine, birçok nedeni olabilir yazı yazmanın. Ancak benim Dünya Gazetesi yazılarımda içimdeki bir siniri atıyorum. Yazı yazmak için bir şeye kızmak gerekiyor. İlla yazıda kızmanız gerekmez, üslubunun sinirli olmasına gerek yok. Ancak bir derdiniz varsa, yazınız bence okuyucuya ulaşıyor. O iddia olduğu zaman yazılarınız bir kitleye hitap ediyor. Aksi durumda sönük ve eğlencesiz kalıyor.”

Esen Çağlar: “Bir derdin olması lazım. Dert yoksa yazı da vasat oluyor. Bir mesele olması gerekiyor. Okuyucu meselesi benim öğrencilere aktarmak istediğim mevzuların başında geliyor. Öğrencilere oturtmak istediğim mesaj: okuyucuyu düşünmek ve kimlerin okumasını bekliyorsak ona göre metnimizi oluşturmamız gerekiyor. Okuyucu hakkında ne kadar bilgiye sahipsiniz? Okuyucu kitlenin neleri merak ettiğine dair maksimum bilgiye sahip olmak çok önemli. Yani yalnızca, yazılacak konunun analizi değil, okuyucunun da analizinin yapılması gerekiyor.”

Plan/Organizasyon

Yazı planı (outline), meselenin %40’ına denk geliyor. Ana mesajın hangi alt mesajlarla doldurulacağı belirlendiğinde iyi bir yazıya ulaşmak çok daha kolaylaşıyor. İyi bir yazı planının ardından vurucu bir başlık ve okuyucuyu farklı bir dünyaya götürecek şekilde kurgulanan giriş yazıyı asıl okuyucusuna ulaştırıyor.

Lisede bize öğretilen giriş-gelişme-sonuç üç paragraflık yazılar, iyi bir yazı için yeterli değil. Ana gövde dediğimiz gelişme bölümü tek bir paragrafla anlatamayacak kadar iddia/veri barındırabiliyor. Planlama bu açıdan çok önemli. Ana gövdedeki iddiaları ve onlara yanıtlarınızı planladığını onları “bullet-pointler” halinde yazdığınız durumda yazınızın başladığı ve bittiği nokta çok daha anlaşılır oluyor ve okuyucuda kafa karışlığına yer bırakmıyor.

Yayından önemli notları bu şekilde özetleyebiliriz. Esen Hoca’nın dersinin kaynakçasının ise linke ekliyorum.

Herkese iyi okumalar ve yazmalar!!!

--

--